21 Temmuz 2009 Salı

Deep Purple Çengimiz Oldu!

Deep Purple'a denizden yanaşmaca yaptık dün gece.


Metin'in çalıştığı yerden ayarladığı tekneyle açıldık ufaktan. Metin-Talya çifti,bi çift daha(baran ile bişeydi.), iki-üç arkadaşı, Çağdaşla sevgilisi, Cemil enteli bi de Nezmi ile ben vardık.

Muhteşemdi...

Bi kere ben o kadar yanaşabileceğimizi tahmin etmemiştim, sadece çığlıkları duyar, uyuz oluruz sanmıştım..Ian'ın gölgesine kadar gördüm :) Sahneyi de bildiğin denize çevirmişlerdi yani, deep purple bizim için çaldı biz orada takılıp muhabbet ederken. (bkz. Deep Purple eve de bekleriz abi.)

Ama, ben biraz zekasız olduğum için bi kaç ufak tefek aksaklığım olmadı değil.


Geceden Küçük Büyük notlar/uyarılar :

** Vakit kaybetmeden Deep Purple'ı canlı izleyin. Adamların enerjisini deniz aşırı olsak bile hissettik. Ancak bitmek üzere olan tüpü sallarsın da ocak şööyle bi yanar ya, sanki öyle. Detone olmalar falan... Olmuyor yani. Gidin vakit kaybetmeden izleyin.

** Sahnede bi ara "yeni klavye aldık, bak bi de bu efekti var" şeklinde bir eğleniyorlarmış havası sezdik, oradan doğru. bi de beethovendan girip üsküdara gideriken aldı da bir yağmur'dan çıkmaları da ayrı bi eğlenceliydi, vay anasını diyip sevindirik olduk.

** Her şarkı bitiminde "yuar emeyzing!teenk yu!yu are rriili emeyzing!" diyip ödleri kopartıp ha bitti ha bitecek imajı çizdiler. Kah hop oturup hop kalktık, kah da "Atma ian din kardeşiyiz, amma yalakalık yaptın ha." dedik

** Tekneyle açılacaksanız ELBİSE GİYMEYİN.!

trend setter olmanın sırası değil, en rahat kıyafetinizi giyin.


** Tekneyle açılacaksanız, ÜSTÜNÜZE MUTLAKA BİŞEY ALIN!

Hakkaten salağım ya. Bir böbrek bıraktım yani tekne yolculuğu yapacam diye.. Rüzgarda akciğerimin tekini de düşürdüm galiba... Bir bademciğim de çürüdü. valla yani..üstünüze bişey alın.


** Soda bira kadar etkili olmasa da gazlı mazlı ya, idare ettiriyor.

Benim gibi az içmeye çalışan sağlığına dikkat eden bünyelerdenseniz, güzel bir öneridir bu.
Bütün millet şaraptı biraydı içerken ben sade soda içemedim tabi. Ama en azından minimalize ettik bira tüketimini, elimizi oyaladık.


** Kabataş motor iskelesinin yanında bir köfteci abla var, kızlarıyla beraber yapıyorlar servisi. Motoru bozarız korkusuyla çeyrek ekmek yedim, tadı damağımda kaldı. Arkadaş o neydi yahu! Giderseniz kaçırmayın, yarım ekmek yiyin. Hatta iki yarım yiyin.

** Kuruyemişinizi,içeceğinizi gitmeden alın çevrede bi bok yok.


** Kuruçeşme Arena'ya yanaştığımızda bir sürü "godoş" teknesi gördük. Hatta bi tanesi öyle abartmış ki yatın altına NEON taktırmış. Yuh be arkadaşım. Şahinin altına mavi neon taktırangillerden bu da. Şahinliler "para"lanınca, yatın altına taktırır olmuşlar neonu asdaşsjfiajfalidsjkşlghş

** Biz smoooğğkk on dı vvoooottğğğrrr diye anırırken bu godoşlar viski çukulata yapıp göbek kaşıyorlardı. Lan madem öyle ne geldiniz?? En azından bi el çırpın!! Görüntüyü kapama bari!! sktier! eşşolusu!.


** Tekne kiralayıp gezmek, tanıdık tekne olunca o kadar da pahalı değilmiş, bütün gece "lan bi de bunun amaçsıznı yapalım." "lan bi de bunun rakı-balıklısını yapalım." "lan bunu bi daha yapalım" "yapalım da nasıl yaparsak yapalım" en popüler cümlelerdi. Yapın siz de.

** Kozyatağı'na yerleşin.. Gecenin kaçı olursa olsun, nerede olursanız olun direk araba var abi buraya. Taksimden var mecidiyeköyden var, kadıköyden, üsküdardan var, bostancıdan var. Her yerden araba var buraya. hatta ben bi keresinde harbiyedeki anathema konseri çıkışı eve zor giderim diye bakırköyde kalmaya karar vermiş, kapıdan dışarı adım atar atmaz "Haydiiee kozyatağı kozyatağı" diyen bi minibüsle dumura uğramış sonra da ironik bi biçimde bakırköye saatler sonra ulaşmıştım. Yani ne demiştik? Kozyatağına yerleşin.


** Çok güzeldi. İstanbul'dan ayrılmadan yapabileceğim en güzel şeylerden biriydi. Vay anasını..hakkaten güzeldi.Çok teşekkür ediyorum Metinciğime..



fotoğraflar bana geldiğinde, ben de buraya asıcam.şimdilik şen kalın esen kalın.

19 Temmuz 2009 Pazar

:)

Seni Seviyorum kardeşim!




Şehrazat
İstanbul,2009

14 Temmuz 2009 Salı

çok felsefiğim!

Egolarından sıyrıldıkça insan, yavaş yavaş farkediyor ki aslında hayat çok basit.


Ye, iç, seviş, kafana takma...

Nedir bizim bu herşeyi eleyip dokuma takıntımız, her lafın her eylemin altında anlam arama saplantımız, herşeyi mükemmeleştirme çalışmaları falan? Basit düşünmek lazım basit. Bugün varsın 30 saniye sonra yoksun belki. İlla öyle tır çarptı helikopter düştü uzaylılar istila etti'ye de gerek yok ruh teslimi için, kiraz çekirdeği ekmek kırıntısı dengesiz konmuş bir saksı bile yeter "bokyolu karayolu"na çıkmak için.


Basit düşünün basit. Hayat dediğin üç günmüş, dün zaten geçmiş yarın şüpheliymiş elinde ne kalırmış? Bugün.

Aldınız siz mesajı.